DEVA Partisi lideri Babacan, TELE1’de “Gerçeğin İzinde” programında Zeynel Lüle’nin sorularını yanıtladı. Programda Sinan Ateş cinayetine, ekonomi yönetimine, siyasetteki yumuşama dönemine değinen Ali Babacan, şunları söyledi:
“Siz her gün anayasayı çiğnerken bu ülkede enflasyon da düşmez, ekonomi de düzelmez”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek üzerinden deney yaptığını belirterek, “Anayasayı yok sayacağım, hukuksuzluğa devam edeceğim ama eş zamanlı olarak da ekonomiyi düzeltip enflasyonu düşüreceğim mantığı ile hareket ediyor. Bu olmayacak” ifadesini kullandı. “Siz her gün anayasayı çiğnerken, hukuksuzluklara müdahale etmezken, hatta bazen yargıya hukuksuzluğun talimatını verirken bu ülkede enflasyon da düşmez, ekonomi de düzelmez” diyen Babacan, ekonomi ile hukukun çok iç içe olduğunu vurguladı.
“Milyonlarca emeklinin, asgari ücretlinin ve çiftçinin sırtından faiz tahsil edip yurt dışına veriyorlar”
“Geniş kesimlerin refahından çalıp yüksek faizi yurt dışına ödüyorlar. Böylece ülkeye döviz getirip kuru stabilize etmeye çalışarak ve onun üzerinden de enflasyonu düşürme çabasındalar. Bakınız, bu yılın bütçesinde çiftçiye verilen destek 91 milyar lira, faize ödenen rakam ise 1 trilyon 254 milyar lira. Bu faiz kime ödeniyor? Hem içerde parası olana ödeniyor hem de dışardan dövizini getirip, örneğin 100 dolar getiriyor 1 ayda 105 dolar olarak çıkıyor. 100 milyon dolar getirse bir ay sonra 105 milyon dolar alıp çıkıyor. Bu yüzde 5’lik kazancı başka ülkelerde bir yılda sağlayamazken Türkiye’de bir ayda sağlıyor. Ve diyor ki 100 milyon dolarda beş milyon dolar kazandım, bari 200 milyon dolar getireyim diyor. Sayın Cumhurbaşkanı da çıkıyor, ‘Bak rezervlerim yükseldi’ diyor. O yükselen rezervler kısa vadeli döviz girdiği için yükseliyor. Ama sen onlara aylık yüzde 5 faiz veriyorsun. Bu faizi milyonlarca emeklinin, asgari ücretlinin ve çiftçinin sırtından tahsil edip onlara veriyorsun. Böyle bir ekonomi anlayışı olamaz.”
“11 yıl ekonomi yönettim, bunların hiçbiri yaşanmadı”
“Tam 11 yıl bu ülkenin ekonomisinin başında oldum. Hiçbir zaman ne asgari ücretli ne de emekli enflasyonun altında bir zam almadı. Hatta enflasyon artı refah payı ödedik biz. Şimdi ise 1 Temmuz geliyor asgari ücrete zam yapmayacağız diyorlar. En düşük emekli maaşı 10 bin lira. Muhtemelen maaşın köküne zam yaptık diyecekler, maaşın kendisi değişmeyecek, o şekilde devam edecek. Çünkü artması için kanun çıkarmaları gerekiyor, Meclis kapanacak kanundan bahseden yok. Milyonların refahından çalıp yurt dışından gelecek dövize faiz parası toplamak demektir. Şu anki ekonomi yönetiminin özeti budur. Ama hukuk ve adalet olmadan bu sarmaldan çıkmaları mümkün olmayacak. Bunu anlamadılar, anlamıyorlar maalesef.”
Babacan’ın Sinan Ateş isyanı: Hukuk devletinde bunlar yaşanmaz
Babacan, öldürülen Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in DEVA Partisi Genel Merkezi’nde kendisini ziyaret ettiğini aktardı. Partililerden oluşan bir heyetle Ayşe Ateş’i dinlediklerini belirten Babacan, görüşme esnasında büyük üzüntü yaşadıklarını dile getirdi.Babacan, “Ayşe Hanım öyle bir şey söyledi ki ‘yedi yaşındaki kızım beni evden yalnız dışarıya bırakmak istemiyor’ dedi. ‘Annecim ya seni de öldürürlerse, hiç olmazsa ben de yanında olayım ölürsek beraber ölelim’ diyormuş. Düşünebiliyor musunuz, küçücük bir kız çocuğunun annesi ile yaşadığı şu olayı. Babalarını kaybediyorlar, bir de annelerini kaybetmekten korkuyorlar. Hukuk devletinde böyle bir şey yaşanabilir mi? Rahmetli Sinan Ateş’in kız kardeşi, o da kendisini takip edenlerin çekimini yapmış, ‘Bu ne biçim iştir’ dedi. Aileye korkunç bir baskı var” diye konuştu.
“Sayın Bahçeli şu durumda bile tehditler savuruyor”
“Sayın Bahçeli’nin dünkü açıklamasına bakıyorsunuz; Ayşe Hanım dâhil pek çok kişiye tehdit savuruyor, kapı kapı dolaşmakla ne elde edeceksin diyor? Ayşe Ateş kapı kapı dolaşarak adalet arıyor. Kendisine yaptığı işin çok kıymetli olduğunu söyledim. Verdiği mücadelenin sadece rahmetli eşi için değil, bundan sonra başka Sinan Ateşler ölmesinin mücadelesidir dedim. Bu mücadele Türkiye’nin artık bir hukuk devleti olması gerektiğinin mücadelesidir. Ayşe Hanım’ın cesaretini ve gayretini kutladım. Her zaman yanlarında olduğumuzu ilettim. Çünkü siz haklısınız, haksız olanlar korksun dedim. Haklı daima güçlüdür, yeter ki gereğini yapmanın mücadelesini versin. Partimizden hukukçu arkadaşlarımız yakın bir şekilde konuyu takip etmeye devam edecekler.”
“Görüşme talebi gelirse diyalogdan kaçmayız”
“Bizim Sayın Erdoğan’la bir görüşme talebimiz olmadı bugüne kadar. Ondan bir görüşme talebi gelirse prensip gereği, ilke gereği diyalogdan kaçmayız ama görüşmemizin özü olur. Özü de bütün bu hazırlıklarımız olur. Biz deriz ki, önerilerimizi masaya koyarız, ‘Burada önerilerimiz var, sizin de varsa ülke için planınız programınız, pek göremiyoruz. Yargı reformuyla ilgili var mı bir hazırlığınız, eğitimle ilgili var mı hazırlığınız var mı, ekonomide vergi artırdınız, faiz artırdınız başka bir şey görmedik. Başka bir planınız var mıdır, yani yapısal reform, hani var mıdır? Eğer yoksa bunlar hazırlığımızdır, ekibiniz incelesin.’”
“Bir muhalefet partisinin görevi postacılık değildir”
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin elinde bugün bir yargı reformu hazırlığı var mı? Ben demin gösterdim, 10 numaralı eylem planımız. Var mı önerileri? Varsa önerileri keşke sunsalar Sayın Cumhurbaşkanı'na. Ya da eğitimle ilgili dört başı mamur bütünlüklü bir yaklaşım var mı? Çünkü bir muhalefet partisinin görevi postacılık değildir, vatandaştan duyduğu şikâyeti aktarma, vatandaşın derdiyle dertlenme; tabii dillendirme olabilir, vatandaşın haline tercüman olursunuz ama eğer orada durursanız o yetmez. Sorunu nasıl çözeceğinize dair de hazırlıklarınızın olması lazım. Bundan sonraki süreçte umarım ki bu karşılıklı görüşmeler daha içerikli olur ve önerilerle hükûmete gidilir.”